Turan Akkoyun’dan Efeler Diyarından Türklük Sevdasına Altınok Ailesi Şehadeti

Turan Akkoyun’dan Efeler Diyarından Türklük Sevdasına Altınok Ailesi Şehadeti

Aydın Söke İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Akkoyun Aydın’ın Türk Milliyetçiliğinin ebediyen dalgalanacak Çineli Ülkücü şehit ailesini Birlik Beraberlik Noktası Haber Gazetesinde kaleme al....

Aydın Söke İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Akkoyun Aydın’ın Türk Milliyetçiliğinin ebediyen dalgalanacak Çineli Ülkücü şehit ailesini Birlik Beraberlik Noktası Haber Gazetesinde kaleme aldığı “Aile Şehadeti” başlıklı makale ile kamuoyunu bilgilendirdi. Makaleye göre;

Bazı hadiseler, anlar vardır can çıkar sonraki nesillere miras kalır, silinip gideceğine daha da belirginleşir, içinde hüzün barındırsa da bir gurur abidesine dönüşür.

Aydın Çine İlçesi Gökkaya Köyü doğumlu Ali Rıza Altınok 58 yaşında, evli ve 2 çocuk babası olup İstanbul Rami- Cuma mahallesinde ikamet ediyordu. Vatan aşkıyla siyasete atılıp Milliyetçi Hareket Partisi saflarında Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı oldu.

O sabah, Altınok ailesinin sevinci telaşa, yorgunluğu heyecana karışmıştı. Hayırlı bir işe girişmiş, küçük kızları Nilgün’ün nişanına karar vermişlerdi. Anne Fahriye Hanım, onca işinin arasına, o gün bir de misafir ağırlamayı sığdırmıştı... Birkaç gün önce Tıp Fakültesi’nde okuduklarını ve nişanlı olduklarını söyleyen genç bir çift gelmiş, daireyi gezmiş ve tutmaya karar vermişlerdi. Ancak paralarının çıkışmadığını söyleyince, kontrat yapma işe birkaç gün sonraya bırakılmıştı. Kiracı adayları sohbet sırasında gurbetten, öğrencilikten, yokluktan dem vurunca içi yanmıştı Fahriye Hanım’ın. 

Fahriye Hanım, on yedi çeşit yemek hazırladı o gün, kontrat yapmaya gelecek genç ’misafirleri’ne. 25 Haziran 1980 ve Saat 12.45’i gösteriyordu. Evde İlçe başkanı Ali Rıza Altınok, Gaziosmanpaşa Kadın kolları başkanı olan eşi Fahriye Altınok ve 19 yaşındaki Edirne Eğitim Enstitüsü öğrencisi olan kızları Nilgün Altınok vardı.

Kapıya daireyi daha önceden dolaşmış ve beğenmiş olan dört kişi geldi. Türklüğün töresince ve misafirperverliğince daireyi kiralayacak olan bu kişileri içeri davet etti. Ali Rıza Altınok hemen kaynaştı gençlerle. Yediler, içtiler, paylaştılar, gülüştüler... Sonra’da alçakça hazırladıkları planı uygulamaya koydular. Silahlar çekildi ve kinle tetiğe basarak mermileri yakıp, ateş etmeye başladılar. Evlerine buyur ettikleri insanlıktan nasip almamış itler ortalığı kan gölüne çevirdi. Silahlar susmuyor, mermiler yağıyordu.

Ali Rıza Altınok, eşi Fahriye Altınok ve kızı Nilgün Altınok yağan mermilerden dolayı ağır yaralanmış ve şehit olmuşlardı. Evin diğer kızı olan İnci Altınok bir akrabasında olduğu için kurtulmuştu. 

Olayı inceden inceye planlamışlardı. Esnaf, komşu kim varsa, hepsi üzerlerine silahlar doğrultulmuş halde rehin tutulmuş. Kiracı kılığında eve gelenler ve yanlarında bulunan iki kişi önce kendi güvenliklerini sağlamışlar. Fahriye hanım katilleri için yemekler hazırlarken, onlar mahalleyi kuşatmakla meşgulmüş. 

Evden çıkmadan önce de o yemeklerini yedikleri aile için “faşist yuvalarını dağıttık” yazmışlar evin duvarlarına. Gerçekte olan ise Efeler diyarından Türklük sevdasına doğru dalgalanan bayraklaşan gönüllerin aile şehadetiyle ezelden ebede ebedileşmesi oldu.