KOMÜNİZM ÖCÜ MÜDÜR, YA DA KİMLER İÇİN ÖCÜDÜR?

KOMÜNİZM ÖCÜ MÜDÜR, YA DA KİMLER İÇİN ÖCÜDÜR?

Kimilerince öcü olarak bakılıyor komünizme. Neden acaba, hiç düşündünüz mü? Bir yanıyla bilgisizlikten kaynaklanıyor bu, diğer yandan da komünizm hakkında üretilen onlarca yala.....

 Kimilerince öcü olarak bakılıyor komünizme. Neden acaba, hiç düşündünüz mü?

              Bir yanıyla bilgisizlikten kaynaklanıyor bu, diğer yandan da komünizm hakkında üretilen onlarca yalandan, karalamadan ve çarpıtmadan. 

              Peki, komünizm hakkında neden bunca yalan, iftira, karalama dolaşıyor ortalıkta?

              Sebebi açık: Dünyanın kaymağını yiyenlerin uykularını kaçırıyor komünizm. Başka deyişle, komünizmin yıkmak istediği kapitalist düzenin efendilerinin saltanatı sarsılmasın diyedir bunca yalan dolan. 

             Düşünsenize; dünyanın yüzde birlik(%1) kesimi dünyanın geri kalan yüzde doksan dokuzluk (%99)kesiminden daha fazla servete sahip!

             Dünyada da, ülkemizde de en zengin yüzde onluk(% 10) kesimin serveti yüzde seksenler (%80) civarında!

             Bu istatistik gerçeklerden çıkan sonuç, bir avuç azınlığın inanılmaz derecede zengin olmasıdır. Güç onlardadır. Devlet aygıtı, bu efendilerin menfaatleri doğrultusunda hizmet görmektedir. Gerek iç siyaseti, gerekse dış siyaseti şekillendiren anılan zengin kesimlerin(dev tekellerin) ihtiyaçları, çıkarlarıdır. İnsanların düşünce dünyasına, gündelik yaşamlarına anılan zengin kesimlerin egemenliklerinin devamı adına müdahale edilmektedir sürekli.

            Diğer sonuç da, eşitsizliğin son derece vahim boyutlar içermesidir. Bu korkunç eşitsizliğin normalleştirilmesi, kabullenilmesi, değiştirilmemesi için her şey ama her şey devreye sokulmaktadır.

            İşte, komünizm düşüncesine yönelik düşmanlığın kaynağında yukarıda bahsedilen akıl ve insanlık dışı tablo vardır. Çünkü komünizm düşüncesi, bahsedilen eşitsizliği üreten mekanizmayı tespit edip o mekanizmanın ortadan kalkmasını hedefleyen yegâne düşüncedir.

            Küçük azınlığın çoğunluk üzerindeki sömürüsünün ve egemenliğinin devamı için çoğunluğun cahil bırakılması, baskı altında tutulması ve birbirine düşürülmesi elzemdir. Bir de çoğunluğu oluşturan emekçilerin kendi çıkarlarına yabancılaştırılması tabii. 

           Devasa zenginlik biriktirmiş bulunanlar, çoğunluğu oluşturan emekçi halkın eşitsizliklerin karşısına dikilmesinden ve saltanatlarını devirmesinden ölesiye korkarlar.  Komünizm düşüncesi ile emekçi halkın arasının açılmaya çalışılmasının ve komünizmin çoğunluğa öcü gösterilmesinin sebebi budur. Egemenlerin gerçeğe değil, yalana ihtiyacı vardır çünkü; emekçi halkın da payına yalan düşmektedir.

         Yalanlar o denli kuyrukludur ki, komünizm düşüncesi iktidar olduğunda o küçük azınlığın zenginliğine değil de yoksul halkın olmayan “malvarlığına” el konulacağı yalanı pompalanır hep. Dahası da var: Komünizmde kadınların da ortaklaşa kullanılacağı iftirası atılır. Bu yalan ve iftiraları duyanlar ve gerçek belleyenler doğal olarak düşmanca bakarlar komünizme.

 

           Komünizmde, kişisel otomobiller değil, otomobil üreten fabrikalar kamulaştırılacaktır.        İnsanların kişisel tüketim malı olan kıyafetler değil, o kıyafetleri üreten işletmeler devletleştirilecektir. Ancak kendi ailesini geçindirecek ölçüde toprağı olanların değil, binlerce dönüm arazisi olan toprak beylerinin topraklarına el konulacaktır.

           Komünizmde eğitimsiz, sağlıksız, işsiz ve evsiz insan kalmayacaktır mesela. (Sovyetler Birliği deneyinde yoktu örneğin) Temel ihtiyaçlar ücretsiz olacaktır giderek. İnsanlar için temel hizmetler parayla alınıp satılamaz komünizmde. 

          Böyle olunca, insanların sağlığı üzerinden müthiş servetler biriktiren ilaç tekelleri; eğitimin ticarileşmesi üzerinden paralar kazanan özel okul patronları; ısınma ve aydınlanma ihtiyacımız üzerinden semiren özel enerji şirketleri; işsizlikten beslenen ve böylece çalışan işçileri işsizlikle tehdit eden bir patron sınıfı da bulunmayacaktır. Hepimizin kanını emen, hepimizi borç batağına saplayan özel bankalar da tarihe karışacaktır komünizmde.

           Yani, mülksüzleştirenler mülksüzleştirilecektir!

           Bazı yasaklar vardır komünizmde: İşsizlik gibi, çocukların çalıştırılması gibi, paralı sağlık hizmetleri gibi, ırkçılık gibi, dinci gericilik gibi, ücretli emek sömürüsü gibi…

           Anılan yasaklardan çıkarları zedelenenler komünizme doğal olarak düşmandırlar.

           İnsanın insanı sömürüsünden çıkar elde edenler, çalışanların emeği üzerinden servet biriktirenler, zenginliklerini çoğunluğun gelecek kaygısı üzerine bina edenler, lanet olası sermaye düzeninin bekçiliğini üstlenen ideolojik akımlar korksunlar komünizmden. 

          Komünizm öcüdür onlar için! Nasıl olmasın ki!

 

BURAK ÖZDEMİR