BİTMEYE YÜZ TUTMUŞ KÖY DÜĞÜNLERİMİZ

BİTMEYE YÜZ TUTMUŞ KÖY DÜĞÜNLERİMİZ

Köylü milletin efendisiydi düğünler iki gece üç gündüz sürerdi... Yüzyıllardır devam eden gelenekler artık gelişen dünyada demode olmaya başladı. Pandemiyle birlikte değişmeye başlayan düğün kül....

Köylü milletin efendisiydi düğünler iki gece üç gündüz sürerdi...

 

Yüzyıllardır devam eden gelenekler artık gelişen dünyada demode olmaya başladı.

 

Pandemiyle birlikte değişmeye başlayan düğün kültürümüz geçim sıkıntısı, zorlu hayat şartları yüzünden artık gündüz yemek akşam baloya döndü.

 

Ve o eski düğünler bitti.

 

Köy düğünü yapmak öyle kolay değildir.

Gelen misafirlerin yemeği üç gün boyunca kazanlarda kaynar, üç gün yemek verilirdi.Gelen misafir açta, açıkta bırakılmaz mutlaka karnı doyurulur, misafir uzak yerden geldiyse yatacak yeri hazırlanırdı.

 

Düğün aslında köyün, hısım akrabanın düğünüydü dıştan gelen misafirleri konu, komşu, akraba alır, götürür evinde misafir ederdi.

 

İki gece üç gündüz sürerdi  düğün.

 

Öyle dört saat düğün salonunda başlayıp bitmezdi.

 

Onun için köylü milletin efendisiydi,özünü, kültürünü yaşatıyor  babasından anasından aldığı bu örf ve adeti  bir sonraki nesillere taşıyordu köylülerimiz.

 

Cuma günü ikindiden sonra davullar,zurnalar çalmaya başlar misafirlerde gelmeye başlardı.

 

Köyün gençlerinin bende burdayım, büyüdüm çal davulcu "Ağır gayda olsun sonra gıvraktan devam et." dediği meydanda saatlerce oynanırdı.

 

O akşam bir kesenin içine fındık, fıstık,ceviz,lokum, vs. konur bir ağacın dalından sarkıtılan ip vasıtasıyla aşağıya yukarıya çekilirdi. Kış ayı olması önemli değildi köyün gençlerinde, bu keseyi kapmak için suyun altında saatlerce ıslanırdı.

 

Keseyi kapmak itibardı, bir sonraki kapmaya kadar köyün delikanlısı oydu.

 

Cuma akşamı damada yapılan şaka niyetine bütün eziyetler arkadaşları tarafından yapılır damat kendi düğününde bu şakalara ses çıkarmazdı.

 

Ev sahibine düğün boyunca uyku haramdı !

 

Misafir gecenin herhangi bir saatinde acıkabilirdi ve yemekler her daim hazırdı.

 

Cumartesinin ilk güneş ışıklarıyla zaten hiç bitmemiş hareket devam eder, kazanlar kaynar,misafirler gelir, davullar gün boyunca çalardı.Öyle yorgunluk falan yoktu çifte davul çifte zurnalar çalardı.

 

Cumartesi akşamı arap orta oyunu sahnelenir.

 

Köyün delikanlıları kadın, yaşlı , arap, çoban kılığına girer, temsili yörük göçü oluşturulur en güzel kız kaçırılması, arabı, devesi, köy ağası, kaytan bıyıklı gençleri,muhtarı,bekçisi vs.hepsi burada olurdu.

Sanatçılar halt etmişlerdi bunların yanında.

 

İkinci günü düğün hiç bitmezdi sabaha kadar devam ederdi.

 

Pazar günü hiç bitmeyen yorgunlukla düğün devam eder, yağlı güreş tertip edilir

gece olursa ateşin karşısında, gündüz olursa pehlivanlar çayırlarda boy gösterirlerdi.

 

Misafirler yemeklenmeye, oyunlar oynanmaya, yol kesmeler, çeyiz sandığını vermeme,damadın ayakkabı saklanması, gelinin ata binmesi, atla, zurnayla, davulla mahalle mahalle dolaşmalar, gelinin at üzerinde ağlaması, gelinin testi kırması, yağ sürmesi gibi neler neler...

 

Üç güne sığmayan düğünler artık üç saate sığar oldu.

 

Aslında çok şey değiştirdi pandemi, geçim sıkıntısı hayatımızda.

 

Örf ve adetlerimiz değişecek belkide o eski tatları o eski düzenimizi çok arayacağız...

 

Saygılarımla

 

Turan GÜNGÖR

İktisatçı-Emekli Asker