ATÇA'DA KUYULAR

Osmanlı İmparatorluğu 1854 ilk Belediye Teşkilatını İstanbul Pera’da (Beyoğlu) denemiş ve burada geçen Pilot Uygulama sonrasında imparatorluğun başlattığı Belediye teşkilatlanması çalışma.....
Osmanlı İmparatorluğu 1854 ilk Belediye Teşkilatını İstanbul Pera’da (Beyoğlu) denemiş ve burada geçen Pilot Uygulama sonrasında imparatorluğun başlattığı Belediye teşkilatlanması çalışmaları, 1876 yılında çıkarılan “Mülki İdareler Kanunu” gereğince, aynı tarihte yurt içinde bazı merkezlerde beledî teşkilatların kurulmasına başlanmıştır. İşte, Atça’da da belediye teşkilatı, 1879 da kurulmuştur…
Belgelere baktığımızda, o tarihlerde Atça’nın kalabalık bir nüfusa sahip olduğunu görüyoruz. İsyanlar, savaşlar bu yüzyılın son çeyreğinde imparatorluğu hayli yıpratmış, yeni yüzyılın birinci çeyreğinde patlak veren Birinci Dünya savaşından yenik çıkan imparatorluk toprakları, galip devletler tarafından işgal edilmeye başlanmıştı. İşte bu işgalden Atça da nasibini fazlasıyla almış ve Atça, 3 HAZİRAN 1919 ile 5 EYLÜL 1922 tarihleri arasında 2 yıl 2 ay 23 gün süren işgal altında kalmıştı.
Atça, 17 gün süren ilk işgal günlerinde verdiği bu kayıplarla büyük acılarla göçmen olarak başka köy ve kasabalarda yaşamaya zorlanmıştır.
Malgaç Çayı Köprüsü baskını sonrası, Yunan işgal kuvvetleri Umurlu-Çayyüzü hattı doğusuna çekildikten sonraki dönemde Nazilli–Umurlu arası bir yıllık bir sürede işgalden kurtulmuştu.
Takvimlerin 3TEMMUZ 1920 tarihini gösterdiğinde Atça, yeniden Yunan işgali altına girmiştir. Ta ki 5 EYLÜL 1922 tarihine kadar esaret günleri yeniden başlamıştır. Atçalılar, kurtuluşa kadar geçen iki yıl iki aylık sürede çok acılar yaşamışlardır.
Belediye teşkilatının kurulması, beledi hizmetlerin hemen gelivermesi anlamına gelmiyordu tabii. O zamanlar Atça’da ne elektrik, ne de su şebekesi vardı. Bu gibi hizmetler Atça’ya ancak Cumhuriyet döneminde gelmeye başlamıştı. İşte işgal dönemi öncesinin araştırmasını yaptığımızda, Doç. Dr. Mustafa TURAN’ın 1999 yılında Ankara Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi tarafından yayınlanmış Yunan Mezalimi (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923) adlı kitabından Atça’nın 3000 hane olduğunu öğreniyoruz. Bu durumda, o dönemde Atça’da kalabalık bir nüfusun yaşadığını tahmin etmek hiç de zor değildir. Mevcut olan bu nüfusun %20 sinin de Rumlar, Ermeniler ve Musevi vatandaşların oluşturduğu da göz önüne alınmalıdır.
Bu denli kalabalık bir nüfusu içinde barındıran bir kasabanın en önemli ihtiyacı haliyle su olacaktır. Atça’da su denilince de o dönemlerde akla kuyular gelmektedir. Bahçelerde, ovada, bahçe ve ova yollarının kavşak noktalarında, kasaba merkezindeki evlerin avlularında, sokak başlarında, kavşaklarda, kamuya ve vakıflara ait yerlerde, özel mülkiyetlerde, camilerde onlarca belki de yüzlerce kuyu vardı. Atçalılar bu kuyuların sularıyla günlük yaşamlarını devam ettirirler, hayırsever vatandaşlar daha fazla kuyu açabilmek için birbirleriyle yarışırlardı. O zamanlarda kuyu kazdırıp halkın istifadesine sunan hayırsever Atçalıların isimleri halen kazdırdıkları kuyuların isimleriyle yâd edilmektedir.
Ne yazıktır ki bahsi geçen kuyuların birçoğu doldurulup kapatılmış, birçoğu ilgisizlikten yıkılmış, bir kısmı da şu anda yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır. İşgal döneminde Solakların Ali Rıza Beyin atıldığı “Ali Ağa Kuyusu” bugün yok olmakla karşı karşıyadır. Üzerinde taş kalmamış, kuyunun ağzı yolla aynı seviyeye gelmiştir. Atça’da Tarihi eserlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi için bir Tarih Grubu kurulmalıdır. Kurulacak bu grup, halkın dikkatini, tarihe tanıklık eden bu eserlerin üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Gerek hayırsever vatandaşlardan gerekse belediyeden aldığı destekle bu kuyuların gelecek nesillere ulaşmasını sağlamalıdır.
İşte aşağıda Bayramyeri Camiinin avlusundaki 81 No:lu Kuyunun fotoğrafı vardır. Mollavelioğlu Mehmet, eşi Hatice Hanım ve Kıykımların Küçük Hüseyin oğlu Ömer’i Yunan askerleri ve işbirlikçi Rumlar bu kuyunun içine atarak öldürdüler.
Haydi!.. Atçalılar haydi!.. Tarihimizden bize emanet edilen bu izleri gelecek kuşaklara aktaralım. Atça, bir Açık Hava Müzesi olmayı hak ediyor. Bu potansiyel Atça’da var. Gelecek nesiller, babalarımızın, dedelerimizin dahası atalarımızın hangi şartlardan geçerek bize bugünkü Atça’yı ulaştırdıklarını bilsinler. Bilmek hakları, yaşanılan güçlükleri anladıklarında “VATAN” olarak aktarılan bu toprakların kıymetini daha iyi anlayacaklardır. Buna şiddetle ihtiyacımız vardır, dahası gereklidir.
İşte Atça’da tespit edebildiğim kuyu isimleri:
Ali Ağa Kuyusu/Ali Hoca Kuyusu/Arap Kuyusu/Atçalı Kuyusu/Aydınlı Kuyusu/Akçakavak Kuyusu/Avcı Kuyusu/Aşağı Develi Kuyusu/Al Kuyusu/Bayram Kuyusu/Bedel Kuyusu/Bekdemir Kuyusu/Bıçakçı Kuyusu/Çakır Ali Kuyusu/Çaybaşı Kuyusu/Çifte Kuyular/Çakır Mahmut Kuyusu/Develi Kuyu/Çulfaoğlu Kuyusu/Diğme Kuyusu/Dutlu Kuyu/Dr. Ali Kuyusu/Dâmâ Kuyusu/Demirci Kuyusu/Demirci İbrahim Kuyusu/Dörtkavak Kuyusu/Dımbır Kuyusu/Duruoğlu Kesiği Kuyusu/Daleli Kuyusu/Ekmekçi Kuyusu/Ece Kuyusu/Elhan Kuyusu/Garip Kuyusu/Girinci Kuyu/Hacıfakı Kuyusu/Hadıloğlu Kuyusu/Hacı Şeyh Kuyusu Hasta Kuyusu/Hasırcı Kuyusu/Hamambaşı Kuyusu/Haberoğlu Kuyusu/Hacı Arap Kuyusu/Hancıoğlu Kuyusu/Hacı Hakkı Kuyusu/Iraz Kuyusu/İbrahim Efendi Kuyusu/Kestaneci Kuyusu/Kirli Kuyu/Kenan Kuyusu/Küçük Kuyu/Kara Kuyu/Kullar Kuyusu/Kaplan Kuyusu/Kadı Kuyusu/Kel Hasan Kuyusu/Kanlı Kuyu/Keleş Kuyusu/Kaymakçı Kuyusu/Keşkekçi Kuyusu/Kantinci Kuyusu/Koca Ali Kuyusu/Mermerli Kuyu/Mustafacık Kuyusu/Meri Kuyusu/Mıstan Kuyusu/Molla Hasan Kuyusu/Molla Ömer Kuyusu/Maşacı Kuyusu/Molla Kuyusu/Molla Veli Hasan Kuyusu/Mısırlı Ahmet Kuyusu/Nalbant Kuyusu/Nizam Ali Kuyusu/Ormanlı Kuyu/Reisin Kuyusu/Soğuk Kuyu/Seren Kuyusu/Sakallı Kuyusu/Sarı Ali Kuyusu/Savran Kuyusu/Sabuncu Kuyusu/Süleyman Hoca Kuyusu/Tekeli Kuyusu/Tuzlu Kuyu/Tok Kuyusu/Tepealtı Kuyusu/Tombak Kuyusu/Tokuç Kuyusu Tahir Efendi Kuyusu/Üçkavaklar Kuyusu/Ümmü Kuyusu/Veysi Kuyusu/Yarık Kuyu/Yeni Kuyu/Yetim Hasan Kuyusu/Zeytinli Kuyu/Dipsizboğaz Kuyusu/Malik Kuyusu/81 No:lu Kuyu/Çakallık Kuyusu/Derviş Kuyusu/Hacı Ümmet Kuyusu/Dımbır Kuyusu/Çotur Kuyusu/Deveci Kuyusu/İlek Kuyusu/Habar Kuyusu/Hamamcı Kuyusu…
Bu kuyular, benim tespit edebildiklerim. Çoğu şu anda kaybolmuş durumdalar. Keşke kaybolanların yerine yenilerini yapabilseydik.
Bir de şehir içindeki kuyular vardır. Bu kuyular kendilerine verilen numaralarla anılırdı. İşgal sonrasında Yunanlıların yerleşim merkezini tamamen yakmalarından dolayı Atça’da imar seferberliği başlatılmış, bu sırada hazırlanan yeni plan neticesinde kuyuların büyük çoğunluğu kaybolmuştur. Kalanlar ise su şebekesinin inşası ile birlikte zaman içinde yok olup gitmiştir. Yerleşim alanının içinde Atça’nın tarihine tanıklık eden tek bir kuyu vardır. O kuyu da Bayramyeri Camii avlusundadır. Bu kuyu, hemen yanındaki yaşlı Çınar Ağacının kuyunun kazılmasıyla birlikte dikilmiş olduğu düşünülerek, bu çınar ağacının yaşı tahmin edilmek suretiyle kuyunun da kaç senelik olduğu hesaplanabilir. Bu kuyu Atça Belediyesinin kayıtlarına “81 No.lu Kuyu” olarak geçmiştir. Öncesindeki ve sonrasındaki kuyuları tahmin edebilmek için Atça’nın o dönemlerdeki nüfusunu göz önüne getirmek yeterli olacaktır.
0 Yorum